Hz.
Peygamber’in sözlerini, fiillerini ve tasviplerini ifade eden terime “hadis”, hadislerin senet ve
metinlerini, râvîlerin isim ve durumlarını bilen, hadisleri öğrenip rivayet
etmekle meşgul olan kimseye ise “muhaddis”
denir.
Hz. Peygamber
döneminde ashabın Hz. Peygamber’in hadislerini öğrenme yolu ezberleme
şeklindeydi. Kur’an-ı Kerim’le karışması endişesi ile hadisler yazılmıyor,
sahabe hadisleri ezberliyor ve ezberlediklerini insanlara yine ezber yoluyla
aktarıyorlardı. Hz. Peygamber’in ilim meclislerinde sadece erkekler değil, pek
çok kadın da erkekler gibi Mescid’e geliyor ve hadis dinliyordu. Hz
Peygamber’in Müslüman kabilelere, Kur’an ve Sünnet’in hükümlerini öğretmek için
gönderdiği heyetler de hadislerin yayılmasında önemli bir yol olmuştu. Bunun
gibi Hz. Peygamber’e gelen heyetlerin de hadisin yayılmasında katkısı olmuştu.
Veda Haccında Peygamberimizin irat ettiği hutbe de hadisin yayılmasına en güzel
örnektir.
Sahabe
döneminde karışıklıklara vesile olmaması için hadis rivayetleri teşvik
edilmemiş, bilakis Raşit Halifeler ile onların yolundan giden sahâbîler hem bu
konuda çekimser davranmış, hem de hadis ve hadisi aktaran kişiler hakkında
temkinli davranmışlardır. Daha da ileri giderek sahabe, râvîlere halkın yanlış
anlayabileceği hadisleri rivayet etmelerini yasaklamıştı.
Raşit
Halifelerden sonra, Hariciler ve Şiiler döneminde bazı siyasi nedenlerle
uydurma hadislere rastlanır. Hz. Peygamber’in Sünnet’ine yönelik hiçbir
müdahaleye izin vermeyen Müslümanlar, Sünnet’i bu uydurmalardan korumuşlardır.
İslam
fetihlerinin genişlemesi ve sahabenin birçok şehre dağılması ile Medine-i
Münevvere’de, Mekke-i Mükerreme’de, Küfe’de, Basra’da, Şam’da, Mısır’da oluşan
ilim merkezleriyle hadisler yayılmaya başladı. Böylece sahabenin elinde yetişen
her gruptan Tabiîler vasıtasıyla hadislerin yayılması devam etti. Hadis elde
etmek için bilginlerin yaptığı yolculukların hadislerin ayıklanmasında çok
büyük etkisi olmuştur. Bu yolculuklarla beraber hadis uydurmaya karşı hadis
bilginlerinin mücadelesi de başlamış oldu.
Gerek sahabe
ve Tabiin hadisçilerinin çoğunun vefatı, gerekse bidat ehlinden birçok kişinin
hadislere asılsız şeyleri katmaları gibi sebepler sonucunda, Halife Ömer b.
Abdülaziz, hadislerin toplanması ve yazılması emrini verdi.
Hz.
Peygamber’den hadis rivayet eden sahâbîlerin sayısı gerçekten çoktur; ancak
hadis aktarmayla ün kazanmış olanlar Ebû
Hüreyre, Ebû Said el-Hudrî, Cabir b. Abdullah, Enes b. Malik, Müminlerin
Annesi Aişe, Abdullah b. Abbas, Abdullah
b. Ömer b. El-Hattap, Abdullah b. Amr b. el-As, Abdullah b. Mesut’tur. İbn
Şihab ez-Zührî, İkrime, Ömer b. Abdülaziz, Ka’bü’l-Ahbâr, Vehb b. Münebbih,
Said b. El-Müseyyeb, Urve b. Zübeyr, Nâfi, Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe,
Sabit b. Abdullah b. Ömer, Şa’bî, İbrahim en-Nehaî ve Alkame’de tabiilerden
bazı hadis aktarıcılarıdır.
İmam Mâlik b. Enes, Yahya b. Said el
Kattân, Vekî’ b. El-Cerrah, Süfyan es-Sevrî, Süfyan b. Uyeyne, Şu’be b. Haccâc,
Abdurrahman b. Mehdî, Evza’î, Leys b. Sa’d ve İmam Şafiî, Hicri 2. yüzyılda
yetişen tanınmış hadisçilerden bazılarıdır.
Ali b. El-Medînî, Yahya b. Ma’în, Ebûbekir
b. Ebû Şeybe, Ebû Zur’a er-Râzî, Ebû Hâtim er-Râzî, Muhammed b.Cerîr et-Taberî,
İbn Huzeyme, Muhammed b. Sa’d, İshak b. Râhûye, İmam Ahmed b. Hanbel, İmam
Buhârî, İmam Müslim b. El-Haccâc, İmam Nesâî, Ebû Davut, Tirmizi, İbn Mâce ve
İmam İbn Kuteybe ed-Dineverî ise Hicri 3. yüzyıl hadis bilginlerindendir.
4. yüzyıl ve
sonrasındaki hadisçilerden Hâkim,
Darekutnî, İbn Hibbân, Taberanî, Kasım b. Asbâğ, İbnü’s-Seken ve Tahavî’yi
sayabiliriz.
Eserleriyle
birlikte saymak gerekirse, dönemlerine bakmaksızın meşhur hadis âlimlerinden
bazıları şunlardır:
Ebû Abdullah
Muhammed b. İsmail b. İbrahim el-Cu‘fî el-Buhârî…
Kur’ân-ı Kerîm’den sonra en güvenilir kitap kabul edilen el-Câmiu’s-Sahîh adlı
eseriyle tanınmış büyük muhaddis… 600.000 kadar hadis arasından seçerek on altı
yılda meydana getirip yazdığı Sahih-i Buhârî diye bilinen eser, sonradan Ehl-i
Sünnet için güvenilir hadis kaynaklarını teşkil eden ve Kütüb-i Sitte diye
anılan serinin ilk kitabıdır. (Devam edecek)
(MEDENİYETİMİZİN
MİMARLARI)
Bu vesile ile ebediyete irtihal
eden ülkemizin önde gelen hadis ulemasından, büyük İslam alimi, müfessir,
mühaddis ve mütefekkir, muhterem Muhammed Emin Saraç Hocamıza Cenab-ı Allah’tan
rahmet, sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Mekânı cennet, makâmı âli
olsun...